Organik Balın Faydaları Leave a comment

Bal Nedir?

Bal; “bitkilerin çiçeklerinde bulunan nektarların ya da bitkilerin canlı kısımları ile bazı eş kanatlı böceklerin salgıladığı tatlı maddelerin bal arıları tarafından toplanması, organizmalarında bileşimlerinin değiştirilip petek gözlerine depo edilmesi ve buralarda olgunlaşması sonucu meydana gelen koyu kıvamda tatlı bir üründür” şeklinde tanımlanmaktadır.

Balın faydalarıyla ilgili bir şeyler yazmaya kalksak sayfalarca bilgi vermemiz mümkün olup bu bilgilere ulaşmakta bir o kadar kolaydır. Dolayısıyla her yerde ulaşabileceğiniz bu bilgileri bir defa da burada yazmak yerine gelin balın içeriğine bakarak onu biraz daha tanıyalım ki ne yediğimizi bilelim.

 

Balın İçeriğinde Neler Var?

 

Malumunuz balın tatlı olması onun akla gelen ilk özelliğidir. Bu tatlılığın sebebi balın içindeki fruktoz (% 34), sakkaroz (%2) ve levuloz (meyve şekeri % 40) şekerleridir. Balı bildiğimiz şekerden ayıran özelliği; bildiğimiz şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken balın sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışmasıdır. Dolayısıyla bal insan vücudunun en yüksek derecede ve en hızlı biçimde faydalanabileceği bir gıdadır. Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir. Bundan başka balın % 17 ‘si su geri kalan % 7’lik bölümü ise demir, sodyum, kükürt, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albumin, dekstril, azot, protein ve çeşitli asitlerden oluşur. Balın kalitesini ise bu % 7’lik karışım belirler. Bu yönleriyle bal besleyici, hastalıklara karşı koruyucu ve tedavi edici özellik gösteren fonksiyonel bir gıdadır.

 

Baldaki başlıca maddenin şeker olması onun antibakteriyel etkili osmotik basınca sahip olmasını sağlarken, içeriğindeki lizozim enzimi de antibakteriyel etkiye sahiptir. Buna ilaveten bazı araştırıcılar da antibakteriyel aktiviteye sahip uçucu bileşenler izole etmişlerdir. Dolayısıyla hastalık ve enfeksiyonlara neden olan birçok mikroorganizmanın gelişimi bal tarafından inhibe edilmektedir. (engellenmektedir) Yapılan laboratuar araştırmaları balın Escherichia coli, Staphylococcus aureus ve Salmonella enterica gibi yaralarda bulunan bakterilere karşı etkili olduğunu göstermektedir.

 

 

Balın antimikrobiyal ve antioksidan aktiviteleri, yüksek viskozitesi, bağışıklık sistemini uyarması, anti-enflamatuar gibi olumlu etkilerinin yanı sıra organizmaya dıştan uygulanması durumunda hava almayı engellemesiyle de; yara ve yanıkların iyileşmesini hızlandırmaktadır. Yanıklarda ve enfeksiyonlu yaralarda bal kullanılması yaraların temiz ve steril hale gelmesini sağlamakta, böylece yaraların daha çabuk kapanmasına sebep olmaktadır. Yaraların balla temizlenmesi aynı zamanda yara içinin daha net görülmesini ve ameliyat, dikiş vb. tıbbi müdahale durumunda kolaylık sağlamaktadır. Enfeksiyon kapmış yaralarda ve yanıklarda balın tıbbi etkisi nedeniyle tarihte Mısır, Yunanistan ve Hindistan’da geniş bir şekilde tıbbi amaçla kullanıldığı literatürlerde bildirilmektedir. Yunanlılar yağdan başka sirke, bal, bitki sapı, sodyum karbonat ve az miktarda safra da ilave ederek merhem haline getirmekte ve bu şekilde yaranın iltihap kapmasını da önlemektedirler. Enhemes olarak adlandırılan bu karışım, içeriğindeki balın osmotik basıncı, sodyum karbonat ve safradan dolayı da alkali pH nedeniyle antiseptik özelliğe sahiptir.

 

Bal binlerce yıldır güncel bakteriyel enfeksiyonlara ve gastrointestinal hastalıklara karşı tıbbi olarak kullanılmış olmasına rağmen günümüzde ise bunun yerini antibiyotikler almıştır. Fakat antibiyotiklerin devamlı olarak kullanımı antibiyotiğe dayanıklı etmenlerin oluşmasına neden olmaktadır. Farmasötik ürünlerin yanında, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnci giderek arttığı ve sentetik ilaç ve antibiyotiklerin sonradan meydana getirdikleri olumsuz etkilerden dolayı kullanılmaması yönündeki görüşler giderek artmaktadır. Bu tür problemleri çözmek için araştırıcılar, sürekli araştırma yapmakta ve yeni ilaçlar sentezlemektedirler. Ne yazık ki, bu tür ilaçların fiyatı çok yüksek ve üretilme oranı düşük olmaktadır. Bu karışıklık; apiterapi (arı ürünleri ile tedavi) gibi alternatif tedavi yöntemlerine yeniden aktiflik kazandırmaktadır. Günümüzde doğaya dönüşün artması da bu durumu olumlu yönde etkilemektedir. Arıların ürettikleri ürünler, yaygın olarak gıda/sağlık katkısı, balın tıbbi kullanımını yeniden canlandırmaktadır. Bu nedenle son yıllardaki araştırmaların çoğu bitkiler ve aromaterapik ürünler üzerine yoğunlaşmıştır.

 

Elimizde doğadaki birçok şifa kaynaklarından biri olan BAL gibi bir nimet varken ve onun sağlıklı yaşama katkılarından faydalanabilmek mümkünken günümüzde hastalıkların aşırı derecede artış göstermesi, hastalıklar için geliştirilen ilaçların yetersiz kalması, gelişim bozuklukları vb. sorunlar bu işte bir hatta birkaç yanlış olduğunu düşündürmektedir bize. Örneğin malesef ki baldan yeterince faydalanamıyoruz. Bunun altında bala gereken önemi vermemek, maddi imkansızlıklar yerine bal alamamak, para kazanma uğruna sahte bal üretilmesi vb. sebepler yatabilir.

 

Sahte bal demişken hakkında yazılacak o kadar çok şey var ki! Yahu arısız bal yapan insanlar var. Televizyonlarda çıkan bal reklamlarını izlemekten gına geldi artık. Bunu yapanlar ceplerini parayla dolduruyorlar ancak birçok da zarara neden oluyorlar. Bir kere balın itibarını yerle bir ettiler. Ürettikleri sahte bal faydalı değil zararlı. Yapıp sattıkları o şeyin içeriğindeki şeker ve kimyasallardan dolayı insanların sağlıkları bozuluyor. Arısız bal yapıp Amerika’ya satan insanlar var. İhanet içinde ihanet! Arıya ihanet, insanlığa ihanet, doğaya ihanet, ülkene ihanet! Yatacak yerleri yok.

 

Buradan hareketle önemli bir sonuca ulaşıyoruz aslında. Gerçek bal ve onun faydaları için balı bildiğiniz kişi ve yerlerden temin etmek ve ucuza kaçmamak. Gerçek balı sahtelerinden ayıran belli başlı özellikler var. Lütfen aldığımız balda bunlara dikkat edelim.

Biyolog Doktor Cemali YILDIZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir